Aydınlanma Dönemi ve Ceza Hukukunda Değişimler
Aydınlanma Dönemi, 18. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkan bir entelektüel harekettir. Aydınlanma düşüncesi, bilimsel yöntemin ve akılcı düşüncenin ön plana çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde, insanların kendi akıllarını kullanarak yetkin bireyler haline gelmesi ve toplumdaki haksızlıklara, zulme ve hukuki sorunlara karşı aydınlanma yoluyla çözüm bulma amaçlanmıştır.
Ceza Hukuku da Aydınlanma Dönemi'nin etkisiyle önemli değişiklikler yaşamıştır. Daha önceki dönemlerde ceza, genellikle Tanrı'nın iradesi olarak kabul edilirken, Aydınlanma Dönemi'nde ceza hukukunun temel amacı, suç işlemeyi caydırmak ve suçluları cezalandırmaktır.
Aydınlanma Dönemi'nde ceza hukuku, akılcı düşünceyle daha uyumlu bir şekilde işlemeye başlamıştır. Önceden, suç işleyen kişinin cezalandırılmasıyla toplumun huzura ermesi amaçlanırken, Aydınlanma Dönemi'nde cezanın amacı, suçluyu topluma kazandırmak ve onu yeniden eğitmektir. Bu dönemde insanların suç işleme nedenlerini anlamak ve suçları önlemek için akılcı çözümler üretme fikri önem kazanmıştır.
Ceza hukukunda Aydınlanma Dönemi'nin etkisiyle cezalar da değişime uğramıştır. Önceden, cezalar genellikle fiziksel acı çektirme şeklinde uygulanırken, Aydınlanma Dönemi'nde cezalar daha insancıl bir hal almıştır. Cezalar, kişinin suçunu telafi etmek ve onu topluma kazandırmak amacıyla belirlenirken, fiziksel acıdan ziyade hapis cezası ve para cezası gibi yaptırımlar daha yaygın hale gelmiştir.
Aydınlanma Dönemi'nde ceza hukukuyla ilgili olarak en önemli isimlerden biri Cesare Beccaria'dır. Beccaria, suç işleyen kişilerin adaletli bir şekilde yargılanması, işkence gibi zalimliklerin son bulması ve ceza hukukunun hedefinin suç işlemeyi engellemek olduğunu savunmuştur. Onun fikirleri, Avrupa'da ve dünyada ceza hukuku sistemlerine etki etmiştir.
Türkiye'de de Aydınlanma Dönemi'nde ceza hukuku önemli değişikliklere sahne olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda, cezalar genellikle fiziksel acılara dayalıyken, Tanzimat Dönemi ile birlikte cezalar daha insancıl hale gelmiştir. Bu dönemde, Batı'dan etkilenen Osmanlı yetkilileri, ceza hukukunun adil ve insancıl olması için çaba sarf etmişlerdir.
Bugün Türk Ceza Hukuku'nun temelini ise 1926 tarihli Türk Ceza Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanun, Aydınlanma Dönemi'nin etkilerini taşıyan birçok ilkeyi içermektedir. Kanunda, suç işlemeyi caydırma, suçluyu topluma kazandırma, suçları önleme ve adaleti sağlama gibi amaçlar ön plandadır.
Aydınlanma Dönemi'nin etkisiyle ceza hukuku büyük değişimlere uğramış ve suç işlemeyi cezalandırmaktan ziyade, insanları eğitmeyi ve topluma kazandırmayı hedefleyen bir sisteme dönüşmüştür. Bu dönemde ceza, daha insancıl bir hal almış ve fiziksel acıdan ziyade cezaevinde rehabilitasyon ve toplum hizmeti gibi yöntemler tercih edilmiştir. Türk Ceza Hukuku da Aydınlanma Dönemi'nin etkisiyle önemli değişikliklere uğramış ve günümüzde suçluların adaletli bir şekilde yargılanması ve topluma kazandırılması amaçlanmaktadır."



